GENİŞ
AÇI
Selahattin
Saygın
|
|
selahattinsaygin@hotmail.com
|
SURİYE,
MISIR, DOĞU TÜRKİSTAN
VE BEN KİME YANAYIM
“Dert bir değil elvan, elvan”
Dert bir değil, kime yanacağımıza şaşırdık. Zulüm sadece
dışımızdan gelmiyor, dışımızdakilerin yerli malları, işgal
kuvvetlerini aratmayacak şekilde sürdürüyor. Hatta daha
ileri giderek onların ürettiği silahları çok daha acımasız
kullandıkları bir gerçek. Biz Müslümanlar bilmeliydik ki,
“Küfür tek millet”. Bunu anlamadığımız için, içimizde
bulunan Firavun, Nemrut artıklarını hep bizden zannettik.
Ümmet olarak bunu yavaş, yavaş anlamaya başladık ve içimiz
bunun için yanmaya başladı.
Evet!. Ben kime yanayım. Doğu Türkistan da Cin
haydutlarının ensesine sıkılan bir kurşunla, bir çukura
yuvarladıkları Uygur Türküne mi, Mısır da zalim firavun
artıklarının yaktıkları, iş makineleriyle şehitlerin
naaşlarını ezerek parçaladıkları İhvana mı yanayım? Arakan
Müslümanlarını Camilere doldurup cayır, cayır yaktılar,
Kerkük’te yüz yıldır zulme maruz kalan Türkmen’e mi, pkk nın
kıskacında ezilen Kürt’e mi, Kafkas dağların da yok edilen
Çeçen’e mi, ben kime yanayım?.. Soykırıma uğrayan Boşnak’a
mı, aynı akıbete uğratılan Hocalı de ki Azeri Türkü’ne mi
yanayım? Yoksa Suriye’de çağdaş Nemrut’un yaktığı, yıktığı,
katlettiği, evsiz, yurtsuz sürgün’e mi, yoksa atılan
gazlarla çırpınarak yok edilen bu sabilere mi yanayım? Veya
dünyanın birçok bölgesinde aç, susuz, biçare bırakılan
mazlumlara mı? Evet, ben kime yanayım?
“Yandı bu gönlüm, yandı bu gönlüm/ Yanmada derman
buldu bu gönlüm”. Bu milletin mayasında başkaları için
yanmak, hayatını ortaya koymak, elindekini paylaşmak var..
Bu yaptıklarını imanın gereği olarak yapar. Bunu atalarından
miras olarak almıştır. Hedef hep âleme nizam vermek,
Allah’ın adını yeryüzüne yaymaktır. Zalime karşı durmak,
mazlumun yanında yer almaktır.
Tarih boyunca etrafındaki zulümlere ilgisiz
kalarak, kendisine dokunmayan, başkalarına zehrini
akıtanların varlıklarını hiç hoş karşılamamış bir millet.
Zulüm yapanı Allah’ın düşmanı kabul etmiş ve zulmü yok edene
kadar, kendini “Allah’ın askeri” görmüş bir millet.
Bu Ümmetin derdi çok. Türk milletinin sorumluluğu
da çoktur. Bu Millet tarih boyunca başkalarını korumayı,
kollamayı, himaye etmeyi kendine hep vazife edinmiştir.
Derdi çok bir millettir. Derde aşına ve bu derde talip bir
millettir. Kabına sığmayan, yeni yurtlar arayan, etrafına
nizam veren bir millet. Gittiği yerlere yollar, köprüler,
hamamlar, su kanalları, okullar- medreseler (üniversite),
hastaneler, hanlar, çarşılar, misafirhaneler, çeşmeler,
yoksullar için aş evleri vs. açmış ve daha sayamayacağımız
nice hizmetleri sadece Allah rızası için götürmüştür. Renge,
şekle, dine, dile bakmadan Allah’ın yarattığı her şeye değer
vermiş ve korumuş. Seven ve himaye eden, sıcakkanlı bir
millet.
“Yaratılmışı severiz Yaratandan dolayı” diyen
Yaratan aşkıyla bütün canlıları seven, koruyan, bunu kendine
verilmiş bir vazife gören, “Komşusu açken tok yatan bizden
değildir” sözüne iman eden, sadece kendi nefsini düşünen
kişinin istenilen, arzu edilen mümin olmadığına inanan bir
millet. Her yoksuldan, çaresizden, ölüden, diriden kendini
mesul sayan bir millet.
Ey çaresize çare olan aziz millet, seni canı
gönülden tebrik ediyorum. Sen ecdattan devraldığın bu yardım
sever duygularını, merhamet anlayışını çok şükür aynen
sürdürüyorsun.
Bu oyunlar sadece Mısır’ın, Suriye’nin üzerinde
oynanan oyunlar değil, Türkiye’nin de üzerinde oynanmak
istenen oyunlardır. Çağdaş Firavunlar, Nemrutlar asırlardır
insan kanı emiyorlar, kandan beslenen bu vampirler bu
alışkanlıklarını sürdürmek istiyorlar.
“Yerli malı” sandığımız, ruhunu Emperyalist güçlere
satmış bu zalimlere karşı direnmek her Müslüman’ın en tabi
vazifesidir. Zulmün olduğu her yerde olmak ve direnmek bizim
hem insani ve de İslami vazifemizdir. Allah mazlumla
beraberdir. Bu zalimlerin akıbetleri daha evvelki zalimlerin
akıbetleri gibi olacaktır.
29. 08. 2013 MEKKE
YAZARIN
DİĞER
YAZILARI:
SURİYE,
MISIR, DOĞU TÜRKİSTAN VE BEN KİME YANAYIM
SAYFA
BASI
|