PEYGAMBERİ DOĞRU ANLATMAK
Eminim ki dünyanın
kurulduğundan beri hayatı en çok anlatılan, dinlenen,
yazılan insan Hz. Muhammed (s.a.v) efendimizdir.
Bu konunun
uzmanı değilim, fakat durup düşündüğüm zaman Peygamberimizin
hayatının hatalı anlatıldığı gibi bir kanaate varıyorum.
Her nedense
Rasulullah Efendimizi anlatanlar sanki Peygamberimiz hep
zulüm görmüş, hep çile çekmiş ve ağlamış gibi acıklı ve
ağlamaklı anlatırlar.
Hâlbuki
Rasulullah Efendimiz dünyevi gözle değerlendirildiği zaman,
öncelikle çok iyi bir devlet başkanı, çok cesur ve güçlü bir
ordu komutanı, iyi bir aile reisi, iyi bir dost, iyi bir
baba, iyi bir eştir. Dolayısı ile örnek bir insandır.
Koskoca bir
devlet kurmuş ve onu tarihte eşi olmayan bir şekilde
yönetmiş, bir dinin peygamberi olarak üstlendiği görevi
büyük bir başarı ile yerine getirmiş ve hala dünyanın en
büyük dini olan Müslümanlığın yayılmasında onun yüksek
zekâsı, ileri görüşlülüğü ve bütün bunlara bağlı
geliştirdiği stratejileri rol oynamıştır.
Onun hayatı
boyunca yaptığı savaşların toplam gün sayısı 50 günü geçmez.
Ama birileri sanki Peygamber efendimizi savaştan savaşa
koşan biri gibi gösterir.
O bir devlet
başkanı olmasına rağmen halkı ile birlikte yaşadığı için
sanki birileri onu fakir veya muhtaç gibi gösterir. Hâlbuki
O halkından farklı bir yaşam sürmemek adına paylaşmış bir
insandır. Çünkü O yapılan her türlü işe el atarak ALLAH
kendini eşinden, dostundan veya çevresinden farklı göreni ve
farklı davranılmasını bekleyeni sevmez demiştir.
O girdiği her ortama neşe, güven ve sevgi taşıyan bir
insandı. Söylediği her şeyi hayatına uygulardı ve çevresi
bunu görürdü. Herkesin derdini dinler, dertlerine çare
olurdu.
Kimseyi küçümsemezdi, çocukla çocuk olur oyun oynardı,
büyüklerle büyük olur sohbet ederdi.
Tabi ki üzgün de olurdu ama kendi için değil bizler için,
insanlık için. Fakat devamlı mütebessim, devamlı rahatlatan
tavırları vardı.
O’nun neşeli, güler yüzlü, dostları, hanımı ve çocuklar ile
şakalaşan, onlarla çok iyi geçinen, çok sevilen ve çok
güvenilen bir insan olduğunu söylemek, anlatmak O’nu
sevdirmek ve tanıtmak için daha iyi bir yol olmaz mı?
Şimdi O’nu
anlatırken ağlamaya ve ağlatmaya çalışanlara soruyorum.
Çocuklara ve büyüklere Peygamber Efendimizi hangi şekilde
anlatmak doğrudur. Rasulullah sizin anlattıklarınızla ve
yazdıklarınızla insanların aklına veya kalbine yerleşecek
ise; Kişiler O’nun adını her duyduğunda hüzünlü ve çile
çekmiş, mazlum bir peygamber mi tasavvur etmeli?
Yoksa
gerçekte olduğu gibi kalbi, aklı, bileği güçlü, neşeli, çok
başarılı devlet başkanı, çok zeki ve cesur ordu komutanı
olan bir peygamber mi tasavvur etmeli?
Ey
İnsanoğlunun ufku;
Sen de bizim
gibi bir insansın! Sen bir derece daha fazlası olmayan bir
insansın da, biz senden eksik olduğumuz kadar insanlığa uzak
insanlarız. (Necip Fazıl KISAKÜREK)
ERZURUM
- 17.04.2006
SAYFA
BAŞI
Yazarın
diğer
yazıları:
Peygamberi
Doğru
Anlamak
Biri
bana anlatsın
SAYFA
BASI
|